Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı Kime Ait?
Hayatımı düşündüğümde, çocukken en çok ilgimi çeken şeylerden biri insanların karar verirken nasıl düşündüğüydü. Hani şu “ne yapmalıyım, neyi seçmeliyim” soruları… Gençken de hep böyleydim, her şeyin bir mantığı, bir yolu olmalıydı. Yine de, hiç kimse bana kariyer seçiminde nereden başlayacağımı, hangi yolları izleyebileceğimi öğretmemişti. İşte o anlarda keşfettiğim bir şey vardı: Bu tarz kararlar, sadece mantıklı düşünmekle alakalı değil, biraz da çevremizin, gözlemlerimizin, geçmişimizin, içsel inançlarımızın etkisiyle şekilleniyor. Bugün geliyorum da, fark ediyorum ki bu tespit tam olarak Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı ile ne kadar örtüşüyormuş!
Ama bu kuramı kim geliştirdi? Kim, kariyer seçimi yaparken çevresel faktörlerin ve kişisel inançların bu kadar önemli olduğuna dikkat çekti? Bu yazıda, Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı’nı tanıyacak, kuramın kurucusunun kim olduğunu ve nasıl bir felsefeye dayandığını inceleyeceğiz. Bunu biraz da günlük yaşantımızla harmanlayarak anlatacağım, çünkü her şeyin bir anlamı olması gerektiğini hep düşünmüşümdür.
Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı ve İnsan Hikâyeleri
Bir zamanlar, Ankara’daki küçük bir kafede arkadaşım Emre ile uzun uzun kariyer üzerine sohbet ediyorduk. Emre, hala ne yapmak istediğine karar verememişti ve bana “Abi, ne yapmalıyım, bilmiyorum” diyordu. O an bu yazıyı yazmak için ilham geldi diyebilirim. Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı’na biraz daha dikkatle bakınca, Emre’nin yaşadığı bu kararsızlık aslında büyük bir yer tutuyor. Bu kuramı anlatırken, Emre’nin hikayesinin bir yansımasını da görmek mümkün. Çünkü Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı, bireylerin kariyer seçimlerinin, sadece kendi içsel yetenekleri ve becerileriyle değil, aynı zamanda çevresel faktörler, toplumsal normlar ve kişisel inançlarla şekillendiğini öne sürer. Yani, bu kuramın en önemli noktası, sadece bireysel özelliklerin değil, sosyal ve çevresel etkenlerin de işin içinde olmasıdır.
Kuramın Sahibi: Albert Bandura
Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı, 1986 yılında ünlü psikolog Albert Bandura tarafından geliştirilmiştir. Bandura, daha önce pek çok farklı psikolojik teori üzerine çalışmalar yapmış ve özellikle öğrenme süreçleri, insan davranışları ve motivasyon konularında büyük bir etki yaratmıştır. Sosyal Bilişsel Öğrenme Teorisi’ni ilk kez 1960’larda açıklayan Bandura, 1986’da kariyer gelişim süreçlerini daha ayrıntılı inceleyerek, çevresel faktörlerin, bireysel inançların ve kişisel hedeflerin kariyer seçimlerinde nasıl bir rol oynadığını ortaya koymuştu.
Bandura’nın en önemli katkılarından biri, insanların “öz yeterlilik” kavramını benimsemelerinin ne kadar kritik olduğunu fark etmesiydi. Kısacası, bizler bir hedefe ulaşmaya çalışırken, o hedefin bizim için ne kadar mümkün olduğuna inandığımızda başarı şansımız artar. Bu da demek oluyor ki, Emre’nin ne yapacağına dair kararsızlığının kaynağı, yalnızca yeteneklerinden değil, bu yeteneklere ne kadar güvenebileceğiyle de ilgili. Kendine inancının ne kadar yüksek olduğu, aslında kariyer yolunda ne kadar ilerleyebileceğini belirleyen önemli bir etken.
Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı: Kişisel İnançların Gücü
Bir zamanlar, ekonomi okumaya karar verdiğimde, aslında “ekonomi” kelimesi bile kafamda bir soru işaretiydi. Çocukluk hayalimde bir doktor olmak vardı, ama çeşitli sebeplerle farklı bir yol seçmek zorunda kaldım. Emre’nin, yani hayatın bazen bizi sürüklediği yolların izini sürmekle benimki arasındaki fark, belki de bu kuramı tam olarak açıklıyor. Eğer benim gibi “doktor olmak isteyen ama ekonomi okuyan bir çocuk” iseniz, bu kuramda açıklanan çevresel ve kişisel inançlarınızı anlamanız önemlidir. Bu, kariyer seçimindeki en önemli faktördür. Emre gibi, bazen bizler de toplumdan gelen baskılar ve çevremizdeki insanlardan gelen önerilerle şekillendiririz kariyer yolumuzu.
Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı’nda bu kişisel inançlar, öz yeterlilik (bireyin başarıya ulaşma inancı), çevresel faktörler (aile desteği, okul, arkadaş çevresi) ve beklenen sonuçlar (başarı veya başarısızlık ihtimalleri) ile birleşerek kararlarımızı şekillendirir. Yani, Emre’nin ne yapacağı konusunda kafa karışıklığı yaşaması aslında birçoğumuzun yaşadığı bir durumu yansıtıyor: Çevremizdeki insanların beklentileri, iş dünyasında başarıya ulaşmak için nelere ihtiyacımız olduğuna dair oluşturduğumuz fikirler, içsel inançlarımız ve hedeflerimiz… İşte Bandura’nın Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı tam da bu noktada devreye giriyor.
Bandura’nın Etkisi: Hedef Belirleme ve Öz Yeterlilik
Albert Bandura’nın kariyer gelişimi konusundaki yaklaşımı, sadece teorik değil, günlük yaşantımıza da oldukça etkili. Hedef belirlemek, bu hedeflere ulaşırken karşılaştığımız zorluklarla başa çıkabilmek, bizleri nereye götürecek? Benim için ekonomi okumak, başlangıçta büyük bir adımdı. Ama aynı zamanda “acaba doğru bir şey mi yapıyorum” sorusunu da sordum. Bandura’nın kuramındaki gibi, bu noktada öz yeterlilik, kararlarımı ne kadar doğru verdiğimi belirleyen önemli bir faktördü.
Sonuçta, Albert Bandura’nın Sosyal Bilişsel Kariyer Kuramı, kariyer seçimlerimizin sadece yetenek ve bilgiden değil, çevremizle ve içsel inançlarımızla da şekillendiğini vurgular. Bu kuram, aslında bizlerin karar alırken sadece akıl ve mantık değil, aynı zamanda duygusal durumumuzun, geçmiş deneyimlerimizin ve toplumun bizden beklentilerinin de devreye girdiğini gösteriyor.
Evet, bu yazıda en başından beri bahsettiğimiz gibi, bazen çevremizin bizden beklentileri ve bizim kendimize olan inancımız kariyer yolumuzu belirler. Belki de herkesin kariyer yolunda karşılaştığı o ilk “ne yapmalıyım” sorusunun cevabı, bu kuramın anlatmak istediği gibi; çevremizle ve içsel inançlarımızla şekillenen bir süreçtir.