Gürültü Nedir? Bir Ekonomistin Gözünden Sessizliğin Değeri Ekonomi bilimi, genellikle kaynakların sınırlılığı ve insanların bu kaynaklar karşısında yaptığı seçimlerle ilgilenir. Ancak bir ekonomist için sadece para, mal veya hizmet değil, sessizlik de sınırlı bir kaynaktır. Gürültü — ister fiziksel, ister zihinsel anlamda olsun — modern dünyanın en görünmez maliyetlerinden biridir. 3. sınıf düzeyinde “gürültü” denildiğinde akla genellikle yüksek ses, rahatsız edici uğultu veya kalabalığın yarattığı karmaşa gelir. Fakat ekonomik açıdan gürültü, bireylerin verimliliğini düşüren, karar mekanizmalarını bozan ve toplumsal refahı zedeleyen bir dışsallık (externality) olarak da tanımlanabilir. Gürültü ve Kaynakların Sınırlılığı: Sessizliğin Ekonomik Bedeli Ekonomide her şey bir fırsat maliyetiyle…
8 YorumEtiket: bir
Güney Yönü Ne Tarafta? – İnsan Zihninin Yön Arayışı Üzerine Psikolojik Bir İnceleme Giriş: Yönleri Değil, Kendimizi Arıyoruz Bir psikolog olarak insanların en sık sorduğu sorulardan biri şudur: “Ben kimim ve nereye gidiyorum?” Aslında bu soruların kökeni, çok daha temel bir yön duygusunda gizlidir. “Güney yönü ne tarafta?” sorusu ilk bakışta coğrafi bir merak gibi görünür. Ancak derinlemesine incelendiğinde, bu soru insan zihninin yön bulma, yön kaybetme ve anlam inşa etme süreçlerinin simgesidir. İnsan, yalnızca fiziksel olarak değil, bilişsel ve duygusal düzeyde de sürekli yön arar. Tıpkı bir pusula gibi, zihin de içsel manyetik alanına göre hareket eder. Güney bazen…
8 YorumBir Sosyoloğun Meraklı Başlangıcı: Gümüşi Akasya Yaprak Döker mi, Toplum Köklerini Nasıl Korur? Toplumsal yaşam, tıpkı doğa gibi döngüseldir. Bir araştırmacı olarak bazen basit görünen bir sorunun – “Gümüşi akasya yaprak döker mi?” – derin toplumsal anlamlar taşıyabileceğini fark ederim. Çünkü doğa, toplumun aynasıdır. Gümüşi akasya, kışın bile yeşil kalabilen zarif bir bitkidir; yaprak dökmemesi dayanıklılığın, sürekliliğin ve dirençli bir kimliğin sembolüdür. Ama bu basit biyolojik bilgi, aslında daha geniş bir metaforu çağırır: Toplumlar da tıpkı akasyalar gibidir; bazı yapraklarını dökerek yenilenir, bazılarını koruyarak köklerini sabitler. Bu yazıda, “gümüşi akasya yaprak döker mi?” sorusunu yalnızca bir bitkinin özelliği olarak değil,…
4 YorumÜtüde Özel Taban Teknolojisi Nedir? Merhaba sevgili okurlar, Bir eğitimci olarak, öğrenmenin gücüne olan inancım her geçen gün pekişiyor. Öğrenmek, sadece derste veya kitaplarda yazılı olan bilgiyi almakla sınırlı değildir; hayatın her alanında, günlük işlerimizde de yeni bilgilerin ve teknolojilerin nasıl işlediğini anlamak, gelişimimizi ve yaşam kalitemizi doğrudan etkiler. Teknoloji, hayatımızın her alanında olduğu gibi, günlük ev işlerinde de devrim yaratmaya devam ediyor. Bugün, sıkça kullandığımız ama çoğu zaman çok fazla dikkatimizi çekmeyen bir teknolojiye odaklanacağız: ütüdeki özel taban teknolojisi. Ütü kullanırken çoğumuz sadece düzgün bir şekilde kıyafetlerimizi ütülemeyi amaçlarız, fakat ütüde kullanılan özel taban teknolojisi, bu işlemi daha verimli…
8 YorumKandil Yağı İçilirse Ne Olur? Sağduyunun Sert Gerçeği Ben net konuşacağım: Kandil yağı içmek “yanlışlıkla oldu” diye geçiştirilemeyecek kadar tehlikelidir. “Bir yudumdan ne çıkar ki?” türü rahatlık, en iyi ihtimalle gereksiz bir risk, en kötü ihtimalle solunum yetmezliği ve hastane odası demektir. Bu yazı tartışma çıkarsın istiyorum; çünkü romantize edilen gelenekler ile çıplak toksikoloji gerçeği arasında kalsak da, hayatlarımız pazarlama cümlelerine değil bilimsel bulgulara emanet. Kandil yağı içilirse ne olur? sorusunu, “neden denememeliyiz?”e çevirelim. Özet: Kandil yağı (çoğunlukla parafin/kerosen bazlı) ağızdan alınırsa akciğerlere kaçıp kimyasal zatürreye yol açabilir; şikâyetler gecikmeli başlayabilir; evde “süt içir, kustur” gibi uygulamalar tehlikelidir. Acil değerlendirme…
8 YorumUzman Doktor Aile Hekimi Olabilir mi? Gücün, Kurumların ve Vatandaşlığın Kesişiminde Bir Sorgulama Toplumsal düzenin damarlarında dolaşan güç, yalnızca siyasi iktidarın değil, aynı zamanda kurumların ve mesleki statülerin de taşıyıcısıdır. Bir siyaset bilimci için “uzman doktor aile hekimi olabilir mi?” sorusu, basit bir mesleki dönüşüm tartışmasından öte, iktidarın dağılım biçimlerine, ideolojinin görünmez mekanizmalarına ve vatandaşlık bilincinin yeniden tanımlanmasına açılan bir kapıdır. Çünkü her mesleki dönüşüm, toplumsal güç dengesinde bir yeniden düzenleme anlamına gelir. İktidarın Mikro Alanları: Tıp, Bürokrasi ve Devlet Michel Foucault’nun kavramsallaştırdığı biçimiyle, iktidar yalnızca tepeden aşağıya inen bir yapı değildir; bireylerin, kurumların ve bilgi biçimlerinin içinde işler. Tıp…
8 YorumGörev Çubuğu Nerede? – Antropolojik Bir Perspektifle Dijital Kültürün İzleri Kültürlerin Çeşitliliği ve Dijital Dünyaya Adım Atışımız Bir antropolog olarak, kültürlerin çeşitliliği her zaman ilgimi çekmiştir. İnsanların yaşadıkları coğrafyalar, dil, inançlar, gelenekler ve ritüeller arasındaki etkileşimler, toplumların nasıl bir arada var olduklarını ve kimliklerini nasıl şekillendirdiklerini anlamama yardımcı olur. Ancak, günümüzde insan deneyimini şekillendiren en güçlü unsurlardan biri, dijital kültürün kendisidir. Teknolojik gelişmelerle birlikte, dijital dünyada geçirdiğimiz zaman artarken, bu dünyada da bir tür kültürel yapılar, ritüeller ve semboller ortaya çıkıyor. Her gün karşılaştığımız, ama belki de hiç üzerinde düşünmediğimiz unsurlardan biri de “görev çubuğu”dur. Görev çubuğu, dijital yaşamımızın sembolik…
8 Yorum“Türk hava sahasında kaç uçak var?” sorusu kulağa masum geliyor ama yanıtı, tek bir rakama indirgenemeyecek kadar karmaşık. Sadece gökyüzündeki “anlık” sayıyı değil; hava sahasının nasıl tanımlandığını, kapasiteyi, gecikmeleri, jeopolitik etkileri ve şeffaflığı da tartışmak zorundayız. Bu yazıda, iddialı bir önerme ortaya koyuyorum: Asıl mesele sayının kendisi değil—hangi ölçütle, hangi zaman penceresinde ve hangi veriyle saydığımız. Gelin rakamların perde arkasına birlikte bakalım. “Kaç Uçak Var?” Sorunun Kendisi Sorun Bir ülkedeki anlık uçak sayısı, dakikalar içinde değişir. Üstelik “Türk hava sahası” dediğimiz şey iki ayrı FIR’dan (Ankara ve İstanbul) oluşur; ölçümün kapsamı—sivil/militer, transit/geçiş, iniş-kalkış—nasıl tanımlandığına göre bambaşka sonuçlar doğurur. Bu yüzden…
6 YorumEğitimde Araç-Gereç: Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzenin Yeniden Üretimi Güç, İktidar ve Eğitim: Toplumsal Yapının İnşası Bir siyaset bilimci olarak, her toplumsal kurumun, güç ilişkileriyle şekillendiğini ve bu ilişkilerin toplumsal düzeni nasıl ürettiğini derinlemesine sorgulamak gerekir. Eğitim, bu kurumlar arasında en önemli olanlardan biridir. Çünkü eğitim sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda toplumsal değerlerin, ideolojilerin ve güç yapıların yeniden üretildiği bir süreçtir. Eğitimde kullanılan araç ve gereçler, yalnızca öğrenme sürecini kolaylaştırmakla kalmaz; aynı zamanda toplumsal hiyerarşileri, ideolojik yapıları ve iktidar ilişkilerini yansıtan simgeler haline gelir. Bu bağlamda, eğitimdeki araç gereçlerin rolü, sadece pratik bir işlevin ötesine geçer; onlar, toplumsal düzenin…
8 YorumGelincik Zarar Verir Mi? Psikolojik Bir Mercek Altında İnceleme İnsan Davranışlarını Anlamaya Çalışan Bir Psikologun Meraklı Girişi Doğanın her köşesinden insan davranışlarına dair dersler çıkarılabilir. Hayvanlar ve bitkiler, genellikle bakış açımıza göre şekillenen anlamlar taşır; bazıları zararsız, bazıları ise tehlikeli olarak algılanır. Ancak bu değerlendirmeler sadece biyolojik değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal düzeyde de şekillenir. Bugün, “gelincik zarar verir mi?” sorusuna psikolojik bir bakış açısıyla yaklaşmayı hedefliyoruz. Gelincik, zararsız bir hayvan olarak bilinse de, insanlar üzerinde farklı duygusal ve psikolojik etkiler yaratabilir. Bir psikolog olarak, bu soruya farklı bakış açılarıyla yanıt verebilmek için gelinciğin insan zihninde nasıl bir yer…
8 Yorum